DİĞER
“Bugün Borchert’i Trümmerliteratur (yıkım edebiyatı / yıkıntı edebiyatı) bağlamında anmamıza ve metinlerine sirayet eden acılara, eserlerindeki kasvetli ruha rağmen, yine de yaşamak tutkusu satır aralarından gürül gürül akar. Daima kutlanacak ve uğruna sarhoş olunacak bir şeyler vardır.”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
John Steinbeck'in Sardalye Sokağı'nın bir “delik”le açılması ve romanın devamı mahiyetindeki Tatlı Perşembe'nin bir teleskopla sona ermesi nedensiz değildir...
Biz bu romanı neden sevdik? Neden George'un Lennie'yi acılarından kurtarmak için öldürdüğüne bu kadar inandık? Bir katharsis mi yaşıyoruz yoksa?
Dokunaklı karakterleriyle, şiirsel diliyle, ironisi ve mizahıyla, Steinbeck okumak bir şölen gibidir...
John Steinbeck'in sineması da edebiyatı gibi bize ahlaklı olmanın zengin olmaktan, toprağın tapudan, yoldaşlığın tek başına refah içinde yaşamaktan daha önemli olduğunu öğretiyor
John Steinbeck kesinlikle kazanamayacağınız zamanlarda yenilmemek için okunacak bir yazar. Hayatın trajik yanı ağır bastığında, Steinbeck gibi trajik olandaki o komiği görebilmek lazım...
Ahmet Özcan: Kürtlerin “trajik eşkıya miti”ni devlet seçkinlerinin “Devletin yenilmezliği ve ölümsüzlüğü” mitiyle çarpışan siyasal bir karşı-mit olarak da ele aldım
Koç Üniversitesi Yayınları'nın yeni başlattığı "Tuhaf Etki" dizisi devam ederse, belki, ileride anılabilecek yeni bir edebî damar için bir vesile olabilir
Türkiyeli okurun yakından takip ettiği Alberto Manguel, Londra'da katıldığı bir söyleşi sonrasında Musa İğrek'in sorularını yanıtlayarak son zamanlarda başına gelenleri anlattı...
Alberto Manguel, odağına aldığı üç metafora dair yeni soruları, zengin bir kültür tarihi okumasıyla gündeme getiriyor...
© Tüm hakları saklıdır.